Selanik, tarihi boyunca birçok kültürü ve medeniyeti bünyesinde barındırmış bir şehir. Göçmenlerin ait oldukları topraklara duyduğu özlem ve birlikte getirdikleri anılar, kuşaklar boyunca sürüp giden bir miras haline gelmiştir. Ancak, Selanik göçmenlerinin günümüzde yaşadığı en büyük kaygılardan biri, dönemin zorluklarını ve anılarını yansıtan mezarlıklarının durumu. "Burada da mı rahat yok?", bu sıkça duyulan cümle, yalnızca yaşam koşullarını değil, aynı zamanda geçmişin izlerini koruma mücadelesini de işaret ediyor.
Selanik, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir parçasıydı ve bu dönemde birçok göçmen burada yerleşti. Özellikle 1920'lerde Türkiye’ye yapılan büyük göçle birlikte Selanik'teki Türk cemaatinin sembollerinden biri olan mezarlıklar, kaybolma riski ile karşı karşıya kaldı. Göçmenler, burada yatan aile büyüklerinin ve atalarının anısını yaşatmak, kültürel kimliklerini korumak adına pek çok zorlukla mücadele ediyor. Bu mezarlıklar, sadece birer defin alanı değil, aynı zamanda geçmişin anı ve kültür mirasını taşıyan önemli mekanlardır. Fakat, zamanla bu alanların bakımının yapılmaması, çevresel etkenler ve kentleşmenin getirdiği baskı, mezarlıkların varlığını tehdit ediyor.
Selanik göçmenlerinin şimdi en büyük korkusu, kendi geçmişlerini unutturacak bir sürecin yaşanması. Mezarlıklar, anıların ve hikayelerin saklandığı yerlerdir. Kimi zaman aile bireyleri, mezarları ziyaret etmek ve orada dualar etmek için uzun yollar kat ediyor. Ancak mezarlıkların durumu, birçok göçmenin içini acıtıyor. Bazı mezarlar tahrip olmuş, bazıları ise zamanla unutulmuş görünüyor. Yerel halk ve dernekler, bu durumu düzeltmek adına çeşitli çalışmalar yürütüyor. Ancak toplumsal bilinç ve dayanışma, bu sorunları aşabilmek için hayati önem taşıyor.
Bunun yanı sıra, Selanik göçmenleri, yeni nesillere bu kültürel mirası aktarmak için de çaba sarf ediyor. Mezarlıklara dair hikayeler, toplumsal hafızada yer etmeye devam ederken, gençler için bu bağın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak, gelecekte yaşanacak olan kopuklukları önleyecektir. Selanik göçmenleri, kendilerine ait olan bu alanların korunması için adeta savaş açmış durumdalar. Çocuklarına ve torunlarına köklerini hatırlatmak adına mezarlıklara yapılan ziyaretler, unutulmaz anılar biriktiriyor. Her ziyarette geçmişe dair bir parça daha canlanıyor ve nesilden nesile aktarılıyor.
Sonuç olarak, Selanik göçmenlerinin mezarlıkları sadece birer toprak parçası değil, aynı zamanda tarihleri ve kimlikleri olan yerlerdir. "Burada da mı rahat yok?" sorusu, göçmenlerin kendilerini nasıl hissettiklerini yansıtırken, aynı zamanda geçmişle olan bağlantılarının ne kadar derin olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu noktanın aydınlatılması, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir mücadele gerektiriyor. Kadim kültürleri ve gelenekleri yaşatmak adına atılan her adım, yalnızca göçmen aileleri için değil, toplumun genel yapısı için de bir kazanım olacaktır.