Romantik ilişkiler, duygusal bağların kuvvetli ve paylaşılan anların güzelliği üzerine inşa edilmiştir. Fakat, bazı durumlar bu bağları tehdit eden unsurlar haline dönüşebilir. Ünlü çift terapisti Dr. Elif Yıldız, birçok süreçte çiftlerin karşılaştıkları iki tehlikeli talep üzerine önemli uyarılarda bulunuyor. Bu iki talep, görünüşte masum gibi dursa da, çiftlerin sağlıklı ilişkiler kurmalarına engel olabiliyor ve sorunların büyümesine neden olabiliyor.
Sürekli onay ihtiyacı, birçok çiftin yaşadığı psikolojik bir durumdur. Bir partnerin, diğerinden sürekli olarak ilgi ve onay arayışı, ilk başta ilişkideki heyecanı artırabilir gibi görünse de, zamanla bağımlılık hissine dönüşebilir. Dr. Yıldız, bu talebin çiftler arasındaki benlik saygısını zedelediğini, bireylerin kendi kimliklerini bulmalarını zorlaştırdığını ifade ediyor. “Kendi duygusal ihtiyaçlarınızı başkaları üzerinden sağlamaya çalıştığınızda, bu hem kişinin kendine olan güvensizliğini artırır hem de ilişkinin dinamiklerini bozar” diyor.
Bir ilişkide sağlıklı bir denge sağlamak esastır. Partnerinize olan güven duyduğunuzda, birbirinizin bağımsızlık alanına saygı gösterebilirsiniz. Partnerin sürekli olarak sizinle yapıcı bir şekilde iletişim kurmasını istemek yerine, kendi duygusal durumunuzu gözden geçirmeniz önemlidir. Sürekli onay arayışı, doğal bir sevgi ve destek yerine bağımlılık yaratır ve eninde sonunda ilişkinizin derinliklerini zedeler.
İkinci talep, geçmişte olan hataları veya kötü anıları sürekli gündeme getirme alışkanlığıdır. Bir partnerin, diğerinin geçmiş ilişkilerini veya hatalarını sürekli hatırlatması, ilişkideki güveni ve bağlılığı tehlikeye atabilir. Dr. Yıldız, “Geçmişte yaşananları sürekli sürekli hatırlatmak yerine, bu hatalardan ders alıp, geleceğe birlikte daha sağlam adımlarla ilerlemek önemlidir” diyor.
Geçmişin sürekli olarak gündeme gelmesi, başka sorunların üzerinin örtülmesine neden olabilir. Partnerle sağlıklı bir iletişim kurmak ve yaşanan sorunları beraber aşmak yerine, geçmişte yapılan hataların tekrar tekrar gündeme gelmesi, duygusal yaralara neden olur. Böylece, her iki taraf da sürekli olarak geçmişle ilgili kaygılar taşır. Bunun sonucunda ise, ilişkinin huzuru ve yapıcılığı ortadan kalkabilir, tartışmaların sayısı artar ve çift arasında anlaşmazlık derinleşir.
Bu iki tehlikeli talebin, sağlıklı bir ilişkiyi tehdit etmesine izin vermemek için çiftlerin, kendi sınırlarını belirlemeleri ve saygı duymaları önemlidir. İlişkinizin temellerini sağlıklı iletişim ve anlayış üzerine inşa etmek, sorunları aşmanın en önemli yollarından biridir. Dr. Yıldız, çiftlerin bu talep ve davranışları fark ettiklerinde, birbirleriyle açıkça konuşmaları ve destek aramalarını tavsiye ediyor. “Her ilişki farklıdır; ancak sağlıklı ve yapıcı gelen bir iletişim, bu tür sorunların üstesinden gelmek için en etkili yoldur” şeklinde sözlerini tamamlıyor.
Sonuç olarak, romantik ilişkilerde sağlıklı bir denge sağlamak ve bu tehlikeli taleplerden kaçınmak mümkündür. Her iki partner de birbirlerine karşı duyduğu saygıyı ve sevgiyi yitirmeden, ilişkilerinde büyümeye ve gelişmeye çalışmalıdır. Unutulmaması gereken, ilişkilerin her zaman emek, anlayış ve karşılıklı iletişim gerektirdiğidir. Herkesin kendi alanında özgür olduğu, ancak aynı zamanda birbirine destek olduğu bir ilişki, en sağlıklısıdır.